EFES ULTRA 42K EPHESUS SHORT TRAIL

2020 yılında yarım kalan Efes Ultra hayallerimi tamamlamanın keyfiyle yazıyorum bu raporu. Pandemi nedeniyle 2 yıl gecikmeli de olsa, nihayet Efes'te koşabildim. 2020 yılında yarış son dakika iptal edilince yine de arkadaşlarla parkurun bir kısmını koşmuştuk ama yarış atmosferinden ziyade "gezelim görelim" tadında, biraz da züğürt tesellisi bir etkinlik olmuştu.

Aslında bu sene için Efes kafamda yoktu ancak gruptan katılım fazla olunca, keyifli bir yarış olabileceğini düşündüm ve ben de katılmaya karar verdim. Buraları görmeyen eşim de geldi. O gelince ben de kısa parkuru tercih ettim. 

2020'de pandemiye takılmıştık, bu yıl da karşımıza kar engeli çıktı. Mart ayında bir yarışa kar nedeniyle gidememe riskiyle karşı karşıya kaldık. Cuma günü bizden sonraki uçuşlar iptal olurken, bizim uçak sorunsuz bir şekilde kalktı ama karın yarattığı stresi hiç bir yarışta yaşamadım. Bu yarışı koşamayacak mıydım ben yine😄

Hazırlık sürecinde yeterince antreman yaptığımı düşünüyorum. Sadece son 1-2 hafta kar engeline takıldığımız için bu dönem patikada koşamadık. Onun dışında verimli geçti. Aslında genel olarak Mart - Nisan yarışları bana çok meşakkatli geliyor. Hazırlık ve yükleme dönemleri kışın en soğuk ve karanlık sabahlarına denk geldiği için insanın yataktan kalkası, koşası gelmiyor. Ama yarışın kendisi doğanın uyanma dönemlerine denk geldiği için o yarışı koşmak da pek bir keyifli oluyor.

Papatyalar eşliğinde koşuyoruz

Sözün kısası, bir şekilde yollarımız tekrar kesişti Efes Ultra ile. Son koştuğum patika yarışı da #limitsensin ekibinin Bodrun UItra yarışıydı. O da çok güzel bir doğada koşulmuştu. Parkurun bir kısmı yanan ormanlar nedeniyle hoş anılar bırakmadı ancak bu bölge ultra maraton ve patika yarışı koşmak için harika parkurlar barındırıyor.

Yarışa gitmeden önce, önceki yıllarda bu parkuru koşmuş bir iki arkadaşımın yarış kayıtlarını detaylı incelemiştim. Nerelerde hızlanabilirim, yokuşlarda hangi tempo ile gidebilirim, kafamda bir plan yapmıştım. Yarışın ilk 15 km.si dümdüz olduğu için her ne kadar yarış uzun olsa da, buraları 5:30 pace geçebilirim diye düşünüyordum. Bu sene patika dışında, bir iki antreman haricinde evime yakın olan Çamlık Tesislerinde tartanda koştum. Burada koşmak -nazar değmesin- bacaklarıma çok iyi geldi. Sıklıkla tempo da yapmama rağmen, hiç ağrı ya da sakatlık ve yorgunluk yaşamadığım gibi, görebildiğim kadarıyla performansım da arttı -nazar değmesin bir daha yazayım- Bir de Ocak'ta diyete başladım ve 6 kilo verdim. Bu da bana özellikle yokuşlarda hafiflemem sebebiyle hız olarak geri döndü.

Yarışın düz olan ilk bölümündeki tek soru işaretli kısım Pamucak sahilinde kumda koşacağımız 2 km.lik kısımdı. Yarışa kafamdaki plandan biraz daha yavaş başladım. Uzun süre asfaltta ilerleyip, Efes Antik Kenti'nin alt kapısından üst kapısına doğru yarım bir daire çizerek sahile doğru yol almaya başladık. Fotoğrafçılar Odeon Tiyatrosu arka planlı kareler çekmek için konuşlanmışlardı ama beni çekmemişler 😑


Parkurun bu kısımlarını Dora'yla koştuk. Sahile yaklaşırken, ben biraz Dora'dan koptum ve yaklaşık 3 km. kadar yüksek sesle Ankara oyun havaları dinleyip koşan bir abiyle koşmak zorunda kaldım. O da beni geçemedi, ben de ondan kurtulamadım, tam bir eziyetti o anlar. Sahile inince sert kumda çok da yavaşlamadan ilk CP'ye ulaştım. Sahilde bu abiyi ardımda bırakabildim. Sahilde 3-4 minik su deresi üzerinden atlamak durumunda kaldık. Neyse ki ayaklarım ıslanmadı. CP'ye geldiğimde portakal ve soda takviyesiyle bir süre Dora'yı bekledim ve birlikte tekrar parkura döndük. İlk CP'ye 5:30 pace ile gelmişim. 

CP'den sonra 15 ve 22.km ler arasında tırmanış vardı ve patikaya giriyorduk. Yarış öncesi incelediğim strava kayıtlarında bu kısmın koşularak çıkılabileceğine kanaat getirmiştim. Hiç bir km.de 100 m.den fazla yükselti kazanımı yoktu. Bir başka deyişle eğimler %10'un altındaydı. Gerçekten de beklediğim gibi oldu. Bir yerde WC molası dışında hiç durmadan yokuşu rahat rahat çıktım. Yokuşta Dora'yla biraz koptuk tekrar. 



Tam 2 saatte 20.km.den geçtim. Yarış öncesi hedefimi 4,5 saat olarak dillendiriyordum ama içten içe 4.15 olursa tadından yenmez diye de geçiriyordum. Yarışın yarısını 2 saatte geçince ve 22.km'den sonra da çok büyük bir tırmanış kalmadığı aklıma gelince, 4 saati zorlayabileceğim düşüncesi girdi aklıma. Bu dakikadan sonra rekabetçi yarışmaya başladım. 

2.CP'de suluklarımı doldurup, çok vakit kaybetmeden tekrar parkura döndüm. 2.CP'den sonra 1,5 km.lik geniş, yokuş aşağı harika bir bölüm vardı. Buraları 4.20-4.30 pacelerle inip, yarışın son bölümüne geldim. İnişte 4-5 kişiyi de geçtim. 2.CP'den sonra Meryem Ana inişinde asfalt yola çıktık ve ileride 23k koşucularıyla birleştik. Buradan sonra finişe kadar onlarla koştuk. 

28.km'de 61 ve 120k ekipleriyle ayrıldık. Onlar sağdan yukarı doğru devam ederken, biz soldan dik bir bölümden aşağı indik. Burası çok dikti ve tam koşamadım. Yokuş aşağı olmasına rağmen, temkinli bir şekilde 6 pacelerle inebildim.

31-32.km.lerde tekrar sabah koştuğumuz parkura çok yakın yerlerden geçip, Efes Antik Kentinin güney bölümüne ulaştık. Buradan sonra ileride son kez asfalta çıkıp, Selçuk merkeze kadar anayoldan koşacaktık. Bu kısım kafa olarak çok yıpratıcıydı. 1,5 km.lik dümdüz bir yol, sonunu görüyorsunuz ama sonu gelmiyor. Önümde arkamda 23k koşucularıyla birlikte koşuyordum. Bu arada sık sık saate de bakıyordum; 4 saatin altı gelecek mi, o an kafamdaki tek düşünce buydu. O sırada 42k koşucularından biri geçti beni, ama çok takmadım. Onunla değil o an saatle ve kendimle yarışıyordum. Yolun bitiminde sola dönüp, Arnavut kaldırımı ara sokağa döndük ve burada mahalle arasında 700-800 m. daha ilerleyip, son km. takının altından geçtik. Burada minik bir yokuş vardı. Biraz soluklanmak için yürüdüm ve yarışı bitirip dönenlere ne kadar kaldığını sordum. Ara ara hala saate bakıyordum ve tahmini zamanı 3:57-3:58 gösteriyordu. İleride finişi görünce bir rahatlama geldi ve saatin bitir tuşuna bastığımda 3:58'i görünce derin bir oh çektim. Finisher madalyasını alıp, bir şeyler içtim ve dinlenmek için çimlere çöktüm. Bir iki poz resim alıp, otele döndüm.

Bu kez eşimle geldiğim için onunla da gezmeye vakit kalsın diye kısa parkuru seçmiştim. Yarıştan sonra da zaten az önce etrafında koştuğumuz Efes Antik Kentinin bu kez içini rahat rahat gezdik.

Yarışta özellikle sabah saatlerinde soğuk hava beni çok yıprattı. Isınma eşiği yüksek biri olarak, 4 kat kıyafet, uzun tayt ve eldivenle koştum. Parkur asfalt yolların fazla oluşu dışında çok güzeldi. Diğer yarışlara nispeten bu kez fotoğraf çekmek için çok az durdum. Hatırladığım 2 kez falan durdum ki biri Pamucak Sahilinde. Parkurun koşulabilecek her metresini koştum diyebilirim. Eşimle gittiğim yarışlarda genelde iyi koşuyorum. Belki de rekabetçi koşmak için maksimum 40 km.lik parkurları tercih etmeliyim ya da onu her yarışa götürmeliyim 😀 2019 Likya'da da çok iyi koşmuştum. 

Organizasyona gelince genel anlamda başarılı buldum. Bizim parkurun işaretlemeleri iyiydi ama 61k parkurunda işaretlemelerde sorun olduğunu söylüyor koşan arkadaşlarım. CP'lerdeki gönüllüler yardımseverdi. 2.CP'de soğuktan açamadığım su şişesini açan gönüllü hanımefendiye buradan selam olsun. CP'lerde biraz daha yiyecek çeşitliliği, tuzlu gıdalar olabilirdi. Ben içmiyorum gerçi ama kola yoktu ya da ben göremedim. Tekrar aynı parkuru koşar mıyım; sanmıyorum ama 61K'yı deneyebilirim. Bu seneyle birlikte koşmadığım yarışları daha çok tercih etmeye çalışacağım. Çok fazla keşfedilecek yer var hala koşmadığım, gitmediğim. Umarım sağlıkla hepsini görmek ve koşmak nasip olur.

Son olarak canım grubum #Zirvedekiler 'den herkesin sağlıkla yarışı bitirmesi; Yeşim, Burak ve Nimet'in de kürsü yapmaları kremanın üzerine çilek oldu. Onları da bu vesile ile kutluyorum.

Yarışın strava kaydı için böyle buyurun.



















Yorumlar