KYZİKOS ULTRA 45K YARIŞ RAPORU

Bu sene daha önce koşmadığım yarışları koşma geleneğime bir halka da Kyzikos'ta ekledim. Üşengeçlikten Dağyenice ve Uludağ raporlarını yazmadım ama kendi adıma çok iyi koştuğum Kyzikos'u yazmak şart oldu.

Yarışa hazırlık aşamasında hafta içi klasik 4 gün koşu, cuma off, cumartesi sıklıkla Çekmeköy uzunları ve pazar günü dinlenme joglarıyla geçti. Bu dönem, her yarış olduğu gibi #Zirvedekiler'den arkadaşlarla uzunları yaptık. Öte yandan, Uludağ sonrası bir ayı aşkın bir süredir #akademikoşu Savaş hoca ve Bahadır'dan  koşu desteği almaya başlamıştım. Bu süreçte hem haftalık koşu hacmim 85-90k'lara yükselirken, hem de özellikle son zamanlarda antremanlarda nabzım fark edilir derecede düşmeye başlamıştı. Kafamda 4:30-4:36 saat civarı bir hedefle bitirme düşüncesiyle Kyzikos'a hazırlanırken, geçen sene kadınlarda genel 1.olan Nimet'in strava kaydını da detaylı inceleme fırsatım oldu ve bunu kendime rehber olarak alıp bir yarış stratejisi oluşturmaya çalıştım. Planda tümü koşulabilir olan parkurun 15-16 ve 26-27.kmlerinde hızlı yürüyebileceğim tırmanışlar vardı ve son 17k da neredeyse yokuş aşağı koşulabilir duruyordu. Beslenme planı olarak CP'lerdeki beslenme dışında 12-24 ve 36.km'lerde jel almayı ve bol su tüketmeyi düşünüyordum. 

Erdek'e Cuma'dan Baki abi, Ayhan abi ve Hilmi'yle birlikte gittik. Hava çok iyiydi ve nem çok azdı. İlk gün her yarış günü gibi etrafı keşif, kit alımı, sohbet, muhabbet ve yemek yemeyle geçti. Yarış günü sabah 05:00 gibi uyandım. Kaldığımız yer kahvaltı vermediğinden bir gün önce muz, krem peynir ve ekmek aldım ve her yarışa yanımda götürdüğüm fıstık ezmesiyle kahvaltımı yaptım. Otelimiz starta 100 m. mesafedeydi. Rica etsek startı bizim lobiden vereceklerdi :) 06:30'da otelin önünde buluşup, start alanına doğru geçtik. Burada hemen 1-2 poz fotoğraf çektirip, startı beklemeye başladık.


Startta #selahattinıldırarstyle en ön sırada yer aldım :) DNF olduğum İstanbul Ultra'da da en önden çıkmıştım ama oradaki ruh halimle burası arasında çok fark vardı. Burada daha güvenli, daha rahat bir önde yer alıştı. Startla birlikte 4:40-4:50 pace'le sahil boyunca solumuzda deniz kalır şekilde koşmaya başladık. Yaklaşık 2k kadar sahilden devam ettik. Sahilde abartısız Aydos + Çekmeköy kadar köpek vardı. Kısa bir süre sonra 4-5 kişilik favoriler grubu önümüze geçip gözden kayboldular.

2 km. sonra sağdan içeri girip bahçeler arasından patikaya girdik ve zeytin ağaçları arasından devam ettik. 4,5.km'de yol ikiye ayrıldı. Ön taraf sağdan devam etti ve biz de onları takip edip işaretler boyunca koşarken ileride işaretler bitti, rotadan çıktığımızı anlayınca geriye döndük. Yolun ikiye ayrıldığı yerde diğer tarafta da işaretler varmış ve aslında doğru rotanın o taraf olduğunu fark ettik. Bu sırada geriden gelen 10-15 kişi bizi geçti. Burada Yiğit'le karşılaştım. O biraz daha temkinli koşuyordu. Onu bırakıp devam ettim. Bu arada ufak ufak yükselmeye başladık.

8.km'ye kadar tırmanmaya devam ettik. Burada 1 km.lik bir yalancı düzlük sonrası yol küçük eğimlerle tekrar yükselmeye devam etti. İlk CP 17.km'de gözüküyordu. Yarış öncesi 17 km.lik bir bölümü CP'siz koşacağımız için endişeliydim ama yarışın başı olduğu için hem çok fazla su ihtiyacım olmadı hem de daha diri olduğum için dinlenme ihtiyacı hissetmeden bu bölümü sorunsuz geçtim. 14 ve 16.km'ler arasındaki rampayı ufak yürü-koşlarla nabzımı çok yükseltmeden geçtim. Bu bölümlerde 50+ yaş grubundan bir sporcuyla birlikte koşuyordum (Yahya Kale olabilir). Yan yana geldiğimizde yaş grubunu sordum, öğrenince "rakip değilmişiz" diyip gülüştük. O, yokuşta hiç durmadı ama ben yürüdüğüm zamanlarda bile aramızdaki fark çok açılmadı. Koştuğum zamanlarda da onu yakalayıp 2.CP'ye kadar aramızdaki mesafeyi belli bir sürede tutarak onu arkamda tuttum. 15.km'deki tırmanışın biraz sağında 37.km'de ineceğimiz yokuşu gördük. Buraya tekrar gelmemiz 2-2,5 saati bulacaktı.


İlk CP'de soda, kola, limon ve tuz alıp hemen yola devam ettim. 2.CP'ye kadar zaman zaman iniş ama daha çok çıkışlı çok güzel bir yoldan koştuk. Buranın neredeyse tamamını tek başıma koştum. Zaman zaman sağa sola bakıp gerçekten yalnız olup olmadığımı kontrol ediyordum. Teknik toplantıda orman içinde domuz olabileceği söylenmişti. Neyse ki herhangi bir hayvanla karşılaşmadım. Parkurun güzel bir yanı da çok fazla hayrat ve su kaynağı görmemiz oldu ancak CP'lerde su ikmalini yaptığım için buralarda durmama gerek kalmadı. Zaten tüm parkur boyunca ne tuvalet ihtiyacı gidermek ne de fotoğraf çekmek için bir kere bile durmadım.


Sağ salim 2.CP'ye de geldim. CP'deki görevliler 18.sırada olduğumu söylediler. İyi gittiğimi düşünüyordum ama bunu duymak daha da çok motive etti beni. Burada yine bir şeyler atıştırıp sularımı doldurup, tekrar tırmanışa başladım. Benden sonra, az önce geçtiğim 2 tane 60k koşucusu da arkamdan CP'ye girdiler.

Yokuşu, çok fazla koşmadan, daha çok hızlı hızlı yürüyerek geçtim ve eğimin düştüğü ancak yine yükseldiğimiz patikaya çıktım. 27.km'ye kadar arazi yükselecek; sonra da, az önce çıktığımız yola paralel farklı bir patikadan aşağı koşacaktık. Son CP'den sonra da sahile kadar inecektik. 

İnişte temposu düşen koşucuları görmeye başladım. Her geçtiğimi tek tek sayarak sıralamada nereye geldiğimi hesaplamaya çalışıyordum. İleride birilerini gördüğümde tempomu biraz daha arttırıyordum ve kendi kendimi motive edip km'leri azaltıyordum. Yarıştan önce hedefim eğer 6.20 ortalama pace ile 27.km'ye gelirsem sonraki inişle birlikte tempoyu arttırıp ortalama 6:00 pace ile finişe ulaşmaktı. Yanlış hatırlamıyorsam 27.km'ye geldiğimde 6:36 ortalama pace ile geçmiştim. 4,5 saat hedefe ulaşamayacağımı anladım. Emektar Garmin saatim de tahmini varış süremi 4.43 gibi göstermeye başladı.


Son CP'ye girdiğimde 30 sn. önümde bir koşucu daha vardı. Benim girişimden 15 sn. sonra o çıktı. Ben de onu kaçırmamak için ağzıma hemen tuzlu bir şeyler atıp peşinden gittim ve 1 k. sonra onu geçtim.

37.km'ye doğru ileride 2 kişi daha gördüm ve onları takibe başladım. Biri kadınlar 1.cisiydi. 4 saatte bizim için zaman ölçümü alınan 22k koşucuları içinse tek CP olarak kurulan bölümden geçtik. İnişte bu iki kişiyi de geçtim. Hatta beni 22k koşucusu sandılar. Parkurun bu kısımlarında 22k parkurunun geride kalanları da yavaş yavaş yürüyerek devam ediyorlardı. Ben de onların yanından devam edip sol tarafımda Kapıdağ yarımadasının harika deniz manzarasıyla kilometreleri tüketiyordum.


4k kala sağımızda Erdek Sanayi Sitesinin önünden geçtik. İçeride iri bir Kangal vardı - Allah'a şükür bağlıydı :) Buradan geçerken Hilmi de epey bir tırsmış :)

Buradan sonra asfalt yola indik ve 5-6 tane daha 22 k koşucunu -biri Kerim abiydi - geçip, sahile indim. Sağa dönüp 1-2 k daha koştuktan sonra finişe ulaştım. Toplam sürem 4:47 geldi. Hedefimin gerisinde olmama rağmen yaş grubunda 5, genelde 13.olmak beni mutlu etti.


Benim için parkurun koşulabilecek tüm kısmını koştuğum, hiç bir bölümünde güçsüzlük ve zayıflık hissetmediğim harika bir yarış oldu. Bu sene koştuğum Efes 38k en iyi yarışımdı diyebilirim ama Kyzikos'taki gücüm ve dayanıklılığım biraz daha iyiydi. Bu yarışta beslenme ve gücümü yarışın bölümlerine yaymayı daha iyi organize ettiğimi düşünüyorum. Jel alımını tam planladığım gibi yaptım. Yarışın ilk başındaki yanlış yola girmemiz olmasa belki 2-3 dk daha iyi gelip, sıralamada belki 1-2 basamak daha yukarıda yer alabilirdim. Sağlık olsun. İstanbul Ultra'da çok hızlı çıkıp sonra nabzımı düşürememiştim. Burada da hızlı çıkmama rağmen nabzım o kadar yükselmedi. Bu aralar eskiye nazaran aynı tempodaki nabzımda 10-15 bpm azalma var. Ondan olabilir.


Finiş sonrası yarışı bitiren diğer arkadaşlarımı karşıladım ve masaj yaptırdım. Son 10k'yı sol calfime kramp girdi-girecek tedirginliği ile koştum ama sorun çıkarmadı. 

Benden sonra 22k ve 45k koşan arkadaşlarım da finişe geldiler. Koşu sonrası serin Marmara sularında güzel bir recovery yaptık. Akşama doğru da 104k koşan önce Selahattin abi, sonra da Hilmi ve Kadir de yarışı bitirdiler. Selahattin abi, Hilmi, Kadir, Nimet, Esra ve Yeşim'in kürsü yapması, güzel geçen bir yarışın hoş anıları olarak kaldı. 


Yarışı hem güzel parkur, hem fiyat/performans hem de İstanbul'a yakınlığı ile tavsiye ederim. Yarış direktörü Mustafa Kızıltaş'ı hem yarışın her detayıyla yakından ilgilendiği, hem de amatör bir ruhla çok güzel bir organizasyon yaptığı için yürekten tebrik ederim. Umarım seneye bir sakatlık, engel olmazsa bu güzel yarışın farklı bir parkurunu daha koşabilirim .

Yarışın strava kaydı burada










Yorumlar